31 Ekim 2013 Perşembe

Acil kuş lazım olunca

 Uzunca bir zamandır almak istediğim kafes ve fenerleri zar zor bir araya getirince acilen kafesin içine kuş lazım oldu:)) Ben kuşu şimdi nereden bulayım derken, bulana kadar ben bunu kendim yaparım dedim ve yerli malı bir kuş ürettim.
 İskeleti iki midye kabuğunu birbirine yapıştırarak oluşturdum. Üzerini alçı ve beyaz tutkal karışımı ile kapladım. Baş oluşturdum. Üstünü de beyaz tutkal ve pamuk ile kapatarak tüylerle süsledim. Ayaklar telden tabii. Onu da birdal parçasına yerleştirdim. Bu arada bahsettiğim beyaz tutkal ve alçı karışımını son günlerde pek çok yerde kullandım. (ilave olarak ben bu karışımı nerede okumuştum diye düşünürken, Makasın Dansı bloğunun sahibi sevgili Serpil Hanım'ın bloğunda okuduğumu fark ettim sonradan. Ona da buradan teşekkürler. )Örneğin çocuk odasına yaptığım rüstik perdelerin aparatları çocuklar asıldığı için yerinden çıkmış ve yeri genişlediği için duvar vidayı tutamaz hale gelmişti. Bazı kişilere sordum ama bu soruna çözüm bulamadıklarını söylediler, aynı zamanda  stor perdelerin bazılarında da alçı tavanlarda sorun yaşamıştık. O boşlukları bu karışımla doldurup içine dübeli yerleştirdik, kuruduktan sonra çok sağlam bir yapı oluştu. Ahşap yüzeyler de de denedik ve sonuç aynı.  Çözüme ulaştıramadığımız bu sorunumuza kendimiz çözüm bulduğumuz için pek bir memnun olduk. Bu mucize ) karışımı biz çok sevdik:) Hani bu tarz sorunları olanlar varsa diye. . .
   Bilmem bir kuş için değer miydi bu kadar uğraşmaya?:)




 Tabi acizane cansız bir kuş yapmak için çabalayıp dudurken, insan oğlunun acizliğini, yaradanın yüceliğini tefekkür etmeden de duramadım.


 
 
 
 
 
 
 
Madem bu kadar bahsettim,  kafes ve fenerlerimi de göstereyim size :)
 

27 Ekim 2013 Pazar

Kapı önü anahtarlık

Yenilenmiş hali
 


                                                     Önceki hali



23 Ekim 2013 Çarşamba

abajurdan ayaklı kaseye


  Bir kenara atılmış abajur ile mumluğun birleşiminden böyle bir şey ortaya çıktı.


 
 
 
 




 
 
ilk halleri
 
 
 
 
birleştirilince
 
 


 Önce enamelle yüzeyleri kapladım, boyadım. Kabartma hamurlarından kelebekler kesip onları da boyadım ve yapıştırdım. En son sprey vernikle vernikledim ve süsledim. Bu arada camları birbirine japon yapıştırıcısı ile yapıştırdım.


 
 
 
 
 
 
 
 


 
 
 
 


     Olmuş mu?





 

10 Ekim 2013 Perşembe

Keçe çanta

 Çok sevdiğim arkadaşım, eski komşum Saliha'nın bizi ziyarete gelirken hediye olarak getirdiği keçe çanta.  Teyzesi ile birlikte yapmışlar. Teyzesi keçe kursuna gidiyormuş. Çok profesyonelce yapılmış, çok güzel bir çanta. Kenarlarını ince kurdele ile dikmişler çok muntazam durmuş. Kendisi bana sen ağzına kapatmak için bir şeyler dikersin demişti. Ben de oğlumun eski resim dosyasından çıkardığım mıknatıslı çıtçıtı taktım. Salihacığım nasıl olmuş?








7 Ekim 2013 Pazartesi

Çilekli burçaklı tatlı


 Belki de mevsimin son çileği ile yapılabilecek çilekli bir tatlı tarifi vermek istedim. Eğer hala çilek bulma şansınız varsa bir deneyin derim. Tarifin sahibi değerli Nurgül abla. Ramazanda bize iftara geldiklerinde bizim için yapmış getirmiş. Tarifi kendisi üstün becerisi ile bulmuş. Bu sebeple de henüz tam bir adı yok. Gerçekten çok lezzetli ve hafif bir tatlı olmuş. Defalarca yaptım tatlıyı. Tarif şöyle;
  Çilekli burçaklı tatlı;
  Tabanı için;
  3 paket burçak bisküvi,
  2 dolu yemek kaşığı tereyağı (eritilmiş),
  1 tatlı kaşığı su,
  Burçak bisküvileri iyice ezip, tüm malzemeleri karıştırarak büyük yuvarlak borcam büyüklüğünde bir tepsiye dökerek, iyice bastırarak, tabanı oluşturun.
  Kreması için;
  1 litre süt,
  3 kaşık un,
  2 kaşık nişasta,
  1 bardak toz şeker,
  1 paket vanilya
   Tüm malzeme ile kremayı karıştırarak pişirin. Sıcakken tabanın üzerine dökün. Soğuyup üzeri kaymak tutunca
   yarım kilo çilek,
  1 bardak toz şekeri (şeker miktarı azaltılabilir) robottan geçirip püre haline getirin ve tatlının en üstüne dökün, dilimleyip servis yapın. Çilek püresini yenileceği gün içinde dökün. Çünkü ertesi güne kalınca görünümü bozulur. Ayrıca çileği bu şekilde püre yaparak buzdolabının dondurucusunda uzun süre saklayabilirsiniz. Buzunu çözdürüp, kullanabilirsiniz.
  Afiyet olsun.


 

1 Ekim 2013 Salı

kırmızı biberli kahvaltılık sos

(kırmızı biberli sos, tarator, acuka, çemen, ya da nasıl isimlendirmek isterseniz. . .)




 Bizim için neredeyse bir hafta sonu kahvaltı klasiği, yine çok övgü alan bir tarif , kırmızı biberli kahvaltılık sos. 
 Amerika'dan çok değerli Ayşin Ablamızın tarifi idi. Sayesinde senelerdir yaptığım bir kahvaltılık. Salça ile yapılanlara göre daha yumuşak bir tadı var. O yüzden daha çok miktarda tüketilebiliyor. Ben biberleri közleyip, soyup buzluğa koyuyorum. Kışın hazırda bulunuyor. Bu arada kışın daha çok C vitaminine ihtiyaç olacağını düşünürsek kırmızı biberin içinde üç portakaldan daha çok C vitamini  olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.
 Malzemelere geçelim;
 4 adet közlenmiş robottan geçirilmiş kırmızı biber,
 2 adet rendelenmiş yağla pişirilmiş domates,
 3 dilim bayat ekmek içi,
 6, 7 çekilmiş ceviz içi,
 4 diş ezilmiş sarımsak,
 yarım çay bardağı zeytin yağı,
 yarım limon suyu,
yarım çay kaşığı kara biber,
 1 çay kaşığı pul biber,
3 çay kaşığı kimyon,
tuz.
 Ben şimdiye kadar hiç ölçülü yapmadım ama kullandığım miktarları yaklaşık olarak belirttim. Siz tadına baka baka damak tadınıza göre ayarlama yapabilirsiniz. Kırmızı biberleri tamamen püre yapmıyorsunuz. Az iri kalıyor resimde görüldüğü gibi. Ekmek içini de suyunu alacak miktarda koyuyorsunuz. Sanıyorum içindeki sarımsaktan dolayı buzdolabında yirmi güne kadar dayanabiliyor.Tabi ki sonunda hepsini karıştırıp ekmek üstünde servis yapıyorsunuz.
 Afiyetle efendim. . .