21 Kasım 2014 Cuma

Bir koltuğa kaç karpuz sığar?



 Tekrar bir özürle başlıyorum yayınıma... Malum, işi, vaktinden çok olanlar zümresinden biri olarak,  uzun zamandır bir yayın hazırlayıp bloğumu güncelleyemedim. Dört çocuklu bir anne olarak, (her ne kadar büyümüş olsalar da) yetişkin birer birey olana kadar tüm sorunlarıyla birebir ilgilenmem gerekiyor. Aynı zamanda. . . evle ilgili sorumluluklarım. Son bir senedir de, işe geri dönmüş olmanın yoğunluk ve yorgunluğu veee yakın zamanda edindiğimiz evimizin maskotu yavru kediciğimiz YUMAK .Eee birde blog yazmaya çalışınca,  önem sırasına göre ihmal ettiğim blog oluyor tabi. Üretsem çekemiyorum, çeksem yayınlayamıyorum, yayınlasam... üretemiyorum. Kısaca zaman yetmiyor ...:)(:

 Bazen soruyorum kendi kendime, bu kadar işin içinde niçin yapıyorum ben bunları diye....zihinsel yorgunluğumu, üreterek atıyorum galiba. Üretmek yaşam tarzı oldu benim için. Araştırmalara göre insanı en mutlu eden üç şey; üretmek, karşılıksız yardımda bulunmak ve sevdikleriyle vakit geçirmekmiş,  benimde böyle başlayıp devam etti bu hikaye, ürettiklerimi de paylaşarak. Sonra ürettiklerimi fikir olarak da paylaşmak istedim sizlerle, benim gibi üretmek ve paylaşmak isteği duyan tüm sanal dostlarla.. Peki dostlar söyleyin bana bir koltuğa kaç karpuz sığar?


    Ama yine de ;

 
felsefesiyle blog yazarlığına devam etmeye çalışıyorum acizane, biraz aralar uzun olsa da:)
Yılmadan beni takip eden siz değerli takipçilerime Yumağımızın  görüntüsü ile iyi geceler.
Sevgiler...

4 yorum: